Skip to main content

Tarımsal Tedarik Zincirleri

Ekonomik büyümeye, gıda üretimine ve istihdam olanaklarına önemli ölçüde katkıda bulunan tarım sektörü, küresel çapta önem arz eden bir sektör olup çeşitli endüstriler için hammadde sağlamakla birlikte, kırsal alanlarda önemli bir gelir kaynağı olarak öne çıkmakta ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir işgücü istihdamı sağlamaktadır.

Türkiye'de ihracatta önemli bir ağırlığa sahip olan tarım sektörü, özellikle mevsimlik tarımdaki çalışma ve yaşam koşulları ve mevzuattaki boşluklar nedeniyle insan hakları açısından yüksek riskli sektörler arasında yer almaktadır. Türkiye'de tarım sektöründeki başlıca insan hakları riskleri arasında çocuk işçiliği, kayıt dışı ve düzensiz istihdam, zorla çalıştırma, iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin ihlali ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği yer almaktadır.

Özellikle mevsimlik tarım, birçoğu göçmen olan mevsimlik tarım işçilerinin aileleriyle birlikte ülkenin farklı bölgelerine göç etmelerini ve yılın büyük bir bölümünde tarımsal faaliyetlerde bulunmalarını gerektirmektedir. Çocuklar, genellikle ailelerine eşlik etmekte, uzun süre okuldan uzak kalmakta, çocuk işçiliği ve tarım işleriyle ilgili çeşitli güvenlik ve sağlık riskleriyle karşı karşıya kalmaktadır.

Kayıt dışı ve düzensiz istihdam, tarımda yaygın olan bir diğer sorun olup işçiler genellikle herhangi bir resmi istihdam ilişkisi olmaksızın düşük ücretler karşılığında uzun saatler çalışmakta ve sosyal güvenlik olanaklarından mahrum kalmaktadır. Kadınlar, çocuklar ve mülteciler de dahil olmak üzere hassas gruplar bu sorundan orantısız bir şekilde etkilenmektedir. Ayrıca, çalışma alanlarında ve yaşam alanlarında iş sağlığı ve güvenliği standartlarının ihlali, tarım sektöründe yaygın bir sorun olup, özellikle tarım makineleri ve kimyasallar önemli iş sağlığı ve güvenliği riskleri oluşturmaktadır.

Tarımsal tedarik zincirlerinde yer alan yerli ve yabancı şirketlerin insan haklarına uygun hareket etmelerini sağlamak ve sektöre özgü insan hakları risklerini ele almak amacıyla Minerva; çocuk koruma, insan hakları uygulamaları, iş sağlığı ve güvenliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularına öncelik vererek tedarik zinciri haritalaması ve insan hakları etki ve risk değerlendirmesi çalışmaları yürütmektedir.

Bu çerçevede Minerva, tedarik zincirindeki çeşitli aktörler için özel kapasite geliştirme eğitimleri düzenlemekte ve tüm paydaşların aktif katılımını teşvik ederek risk yönetimine kapsamlı bir yaklaşım sağlamakta ve tespit edilen risklere yönelik iyileştirici ve önleyici tedbirler geliştirmek için tedarik zinciri aktörleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde çalışmaktadır.